Yıl 1975 Yücel Dönmez Türkiye'de dev boyutta enstalasyonlar yapıyor...
Artvin-Yusufeli Altıparmak dağlarının Kuartat Vadisi'nde 11 kaya heykel yaparak, yarattığı sanat eserlerini vadide bir armoni uygulayarak yerleştiren sanatçı, yaptığı çalışmanın adını "Doğa Düzenlemesi" olarak tanımladı.
Dönmez'in bu çalışması, Milliyet Sanat dergisinin Mart 1974 sayısında Zeynep Oral imzasıyla geniş bir şekilde yer aldı.
Artvin-Yusufeli Altıparmak dağlarının Kuartat Vadisi'nde 11 kaya heykel yaparak, yarattığı sanat eserlerini vadide bir armoni uygulayarak yerleştiren sanatçı, yaptığı çalışmanın adını "Doğa Düzenlemesi" olarak tanımladı.
Dönmez'in bu çalışması, Milliyet Sanat dergisinin Mart 1974 sayısında Zeynep Oral imzasıyla geniş bir şekilde yer aldı.
Dönmez, 1975 yılının Şubat ayında Uludağ'da ikinci Doğa Düzenlemesi çalışmasını, Kar Resmi olarak, 150 metrekare uyguladı. Toprak boyalar ile kar üzerinde renkli bir çalışma yapan Dönmez'in bu çalışmasını TRT'den Neslihan Gence yerinde izleyerek röpörtaj yaptı.
O tarihlerde dünya sanatında Enstalasyon henüz bir akım olarak yer almamıştı ve düzenleme sanatı diye bir sanatın da vurgulamasını henüz kimse yapmamıştı...
Enstalasyon 1990'lı yıllarda yeni sanat akımı olarak dünya sanatında yer aldığında ise, Dönmez'in yıllarca önce yaptığı çalışmaları nedense sanat çevremizde hatırlanmadı...
Enstalasyon sanatı dünya sanatında yeni bir akım olarak yer aldığında, Yücel Dönmez sanat çalışmalarını Amerika'da sürdürmekteydi.
O tarihlerde dünya sanatında Enstalasyon henüz bir akım olarak yer almamıştı ve düzenleme sanatı diye bir sanatın da vurgulamasını henüz kimse yapmamıştı...
Enstalasyon 1990'lı yıllarda yeni sanat akımı olarak dünya sanatında yer aldığında ise, Dönmez'in yıllarca önce yaptığı çalışmaları nedense sanat çevremizde hatırlanmadı...
Enstalasyon sanatı dünya sanatında yeni bir akım olarak yer aldığında, Yücel Dönmez sanat çalışmalarını Amerika'da sürdürmekteydi.
Türkiye'de Bienal dönemi başladığında ise bu konuya sayunan sözde küratörler, geriye dönüp de ülkemizde acaba geçmişte neler yapılmış olduğunu bile araştırmadan, Batı'nın eteğine yapıştılar ve ülkemizden Batı endeksli kavramsal sanatçılar yetişmesine öncülük ettiler...
Oysa, Enstalasyon sanatının adı ülkemizde konulmuş ve düzenleme sanatı adına dev boyutta ve üstelik medyada yer almış olan işler üretilmişti...
70'li yıllarda birileri Yücel Dönmez'in yaptığı sanata sahip çıkabilseydi, ülkemizden bir akımın doğduğunun müjdesini de Batı'ya vermiş olacaktık...
Yıl 2008, 3 Şubat tarihli Chicago Tribune gazetesinde Alan Artner imzalı bir yazı yer alıyor. Sanat eleştirmeni Artner, Chicago'da Buz Resimler adıyla kavramsal bir çalışma yapan Kanadalı ünlü sanatçı Gordon Hanoran'ın Chicago Milenyum Park'da uyguladığı çalışmasını büyük bir organizasyonla gerçekleştirerek, projesine onbinlerce dolarlık yatırım yaptığını vurguladı. Fakat, yazısında Yücel Dönmez'i de hatırlayarak, Hanoran'ın yaptığı çalışmasının, 15 yıl önce Türk sanatçısı Yücel Dönmez'in aynı parkta yapmış olduğu Kar Resmi projesinin uzantısı dahi olamayacağını vurguladı. Artner yapılmış olan bir çalışmanın yıllarca sonra tekrar edilmesinin ne derece anlamlı olacağına da yazısında değinerek, Yücel Dönmez'in üstelik projesini mütavazi bir şekilde yapmış olduğunu da belirtti.
Şimdi düşünüyoruz: Amerikalı ünlü sanat eleştirmeni, Dönmez'in 1993 yılında, şimdiki Milenyum Park olan Grand Park'da gerçekleştirdiği çalışmasını hatırlayarak, Kanadalı sanatçıyı tekrarcılıkla suçlayabiliyor fakat bizdeki sözde sanat kurtarıcıları ise Dönmez'in ülkemizde defalarca yapmış olduğu ve medyada geniş yer almış olan çalışmalarını dikkate almıyorlar.
Nedeninin altında yatan ise, ülkemizde sözde sanat yazarı, küratör, galerici, müzeci geçinenlerin, araştırmacı olmadıkları ve ülkemizden dünya çapında sanat çalışmalarının çıkmayacağı inancını güttükleri yatmaktadır...
Ayrıca, sanat çevremizde yer alan anlamsız kıskançlıklar da, ülkemiz sanatına darbeler vurmaktadır...
Yücel Dönmez yıllar sonra ülkemize gelerek, sanat çalışmalarını Chicago'nun yanı sıra, İstanbul'da da sürdürmeye başladı.
Taksim-Kabataş Feniküler hattının Taksim istasyonuna 4 dev eseri konulan Dönmez, yurdumuzda ilk kez taşınabilir nitelikli orijinal sanat eserlerinin, kamusal alana girmesine de öncülük etmiş oldu...
Dönmez'in metal üzerine 12 metrekarelik akrilik resminin yer aldığı istasyonda, ayrıca tek parça özel cama uyguladığı 7 mertrekarelik camaltı resmi de bulunmaktadır. Kendisine özgü tekniği ile gerçekleştirdiği resim ve camaltının yanı sıra, Dönmez, vagonları hareket ettiren 4 buçuk metrekarelik makaraları da sanat çevirerek, fonksiyonel makinanın kinetik bir sanata çevrilebileceği mesajını da vermiş oldu.
Dönmez'in ayrıca 5 metrekarelik bir dijital çalışması da aynı istasyonda bulunmaktadır.
Oysa, Enstalasyon sanatının adı ülkemizde konulmuş ve düzenleme sanatı adına dev boyutta ve üstelik medyada yer almış olan işler üretilmişti...
70'li yıllarda birileri Yücel Dönmez'in yaptığı sanata sahip çıkabilseydi, ülkemizden bir akımın doğduğunun müjdesini de Batı'ya vermiş olacaktık...
Yıl 2008, 3 Şubat tarihli Chicago Tribune gazetesinde Alan Artner imzalı bir yazı yer alıyor. Sanat eleştirmeni Artner, Chicago'da Buz Resimler adıyla kavramsal bir çalışma yapan Kanadalı ünlü sanatçı Gordon Hanoran'ın Chicago Milenyum Park'da uyguladığı çalışmasını büyük bir organizasyonla gerçekleştirerek, projesine onbinlerce dolarlık yatırım yaptığını vurguladı. Fakat, yazısında Yücel Dönmez'i de hatırlayarak, Hanoran'ın yaptığı çalışmasının, 15 yıl önce Türk sanatçısı Yücel Dönmez'in aynı parkta yapmış olduğu Kar Resmi projesinin uzantısı dahi olamayacağını vurguladı. Artner yapılmış olan bir çalışmanın yıllarca sonra tekrar edilmesinin ne derece anlamlı olacağına da yazısında değinerek, Yücel Dönmez'in üstelik projesini mütavazi bir şekilde yapmış olduğunu da belirtti.
Şimdi düşünüyoruz: Amerikalı ünlü sanat eleştirmeni, Dönmez'in 1993 yılında, şimdiki Milenyum Park olan Grand Park'da gerçekleştirdiği çalışmasını hatırlayarak, Kanadalı sanatçıyı tekrarcılıkla suçlayabiliyor fakat bizdeki sözde sanat kurtarıcıları ise Dönmez'in ülkemizde defalarca yapmış olduğu ve medyada geniş yer almış olan çalışmalarını dikkate almıyorlar.
Nedeninin altında yatan ise, ülkemizde sözde sanat yazarı, küratör, galerici, müzeci geçinenlerin, araştırmacı olmadıkları ve ülkemizden dünya çapında sanat çalışmalarının çıkmayacağı inancını güttükleri yatmaktadır...
Ayrıca, sanat çevremizde yer alan anlamsız kıskançlıklar da, ülkemiz sanatına darbeler vurmaktadır...
Yücel Dönmez yıllar sonra ülkemize gelerek, sanat çalışmalarını Chicago'nun yanı sıra, İstanbul'da da sürdürmeye başladı.
Taksim-Kabataş Feniküler hattının Taksim istasyonuna 4 dev eseri konulan Dönmez, yurdumuzda ilk kez taşınabilir nitelikli orijinal sanat eserlerinin, kamusal alana girmesine de öncülük etmiş oldu...
Dönmez'in metal üzerine 12 metrekarelik akrilik resminin yer aldığı istasyonda, ayrıca tek parça özel cama uyguladığı 7 mertrekarelik camaltı resmi de bulunmaktadır. Kendisine özgü tekniği ile gerçekleştirdiği resim ve camaltının yanı sıra, Dönmez, vagonları hareket ettiren 4 buçuk metrekarelik makaraları da sanat çevirerek, fonksiyonel makinanın kinetik bir sanata çevrilebileceği mesajını da vermiş oldu.
Dönmez'in ayrıca 5 metrekarelik bir dijital çalışması da aynı istasyonda bulunmaktadır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder